TUKLER HAKKINDAKI Peygamberimizin Türkler hakkındaki hadisleri
ISLAM KAYNAKLARINDA TÜRKLER
Bana benden önce hiç bir Peygambere verilmeyen 5 şey verilmiştir.
( bunlardan biride) benim bütün kırmızı ve siyah kavime Peygamber olarak gönderilmemdir ( Ebi Zer-Ğıfari )
Büyük çarpışmada (Malazgirt) harbinin o kan gövdeyi götürdüğü günlerde "kırmızı çehrelilere" ( TÜRKLERE ) müjdeler olsun! Allah"a yemin ederimki insanlar çatlasada patlasada Allah onları , hem bu dünya , hemde öbür dünyada kesinlikle mükafatlandırılacaklardır
( Tubeyin kab)
Sanı yüce olan Allah şüphesiz bana (ümmetime kırmızı çehreliler sayesinde ) İranı ve Bizansı ele geçirmeyi vaad etti. Bundanda öte ; onların karılarını , çocuklarını , kölelerini , ve bütün hazinelerini bana peşkeş çekti. Zira bana kırmızı çehrelileri (TÜRKLERİ) yardımcı kılmakla beni çok güçlendirdi. (Raşid b. sa)
BIRILERI BIZIM PAYLASIMLARIMIZI SILIYOR. AMA OLSUN; BU DURUM BIZIM DAHA TEDBIRLI VE DAHA SAGLAM IS YAPMAMIZA VESILE OLUYOR. BIZ ONLARA TESEKKUR EDIYORUZ. VE HERKESE BURADAN DUYURUYORUZ. UMUYORUZKI ALLAH BIZE MEHDI AS KOMUTASINDA ITTEHADI ISLAMI GOSTERECEK. INSAALLAH. BAS KOMUTANIMIZ MUHAMMED MUSTAFA SAA. EFENDIMIZIN YANI ALI EL MURTEZA DEDEMIZIN EVLATLARINDAN MUHAMMED MEHDI AS. OLACAK. ONUN ORDULARI YILMAZ VE ASLA TARIHINDE IHANET ETMEYEN TURK MILLETI OLCAK. INSAALLAH. ISTE BU YUZDENDIRKI BIZ TURK ISLAM BIRLIGINI SAVUNUYORUZ. BASKOMUTANI ALI BEYTI NEBEVIDEN OLAN, KOMUTANLARI YINE AYNI SEYYIDELERDEN OLUSAN, ASKERLERI DE KAHRAMAN VE ISLAMIN BIN YILLIK HIZMETKARI OLAN TURK MILLETI OLACAK. YANI BU MILLETIN ONCULUGUNDE BIR TURK ISLAM BIRLIGI KURULACAK. INSAALLAH. BUNA BU DUNYADA BASKA HIC BIR MILLETIN NE GUCU, NE BIRIKIMI, NE TARIHI, NE TECRUBESI VE NEDE CESARETI YETER. BIZ DUYURALIM SIZ DE DUYUN VE DUSUNUN. HATIRLAYINKI KERBELADA KATLEDILEN EHLIBEYTIN CANLARINA HORASANDA TURK MILLETI KUCAK ACTI VE BAGRINA BASTI. ALI MUHAMMED O BAGIRDA TEKRARDAN YESERDI VE NURUNU YERYUZUNE YAYDI. ISTE BU YUZDENDIRKI INSAALLAH KIYAMETE KADAR DIN TURKLERDE KALACAKTIR.. BIZ BUNU BOYLE DUYDUK. BOYLE BILDIK. BOYLEDE OLACAK INSAALLAH. ALLAH CC DININI YERYUZUNE ISLAMIN EN KESKIN KILICI OLAN DOGUSTAN ASKER TURK MILLETININ ELI ILE HAKIM KILACAK INSAALLAH. BEKLEYIN HEPBERABER GORECEGIZ INSAALLAH.
KERBELA OLAYLARINDA ZULME UGRAYAN EHLIBEYT-I RASULULLAH TURKLERIN ARASINA (HORASAN`A, BUHARA`YA, SEMERKAD`A) GELMIS ALLAH EFENDIMIZIN PAK NESLINI TUKLER ILE KARISTIRMISTIR,. TURKIYEMIZ EHLIBEYT YATAGIDIR.
ISTE BU EHLIBEYT YINE ANADOLUYA KAFKASLAR UZERINDEN GIRMISTIR.
ALLAH BU MILLETE BIRDE MEHDI AS EMRINDE DUNYANIN HAKIMIYETINI VERECEKTIR INSAALLAH.
http://peygamberhayati.blogcu.com/peygamberimizin-turkler-hakkindaki-hadisleri/3509461
Hayır! doğuların ve batıların Rabbine yenim ederimki her halde biz onların (yani arapların) yerine kendilerinden daha hayırlılarını getirmeye elbette bizim gücümüz yeter ve kimsede önümüze geçemez (Kuranı Kerim el-Mearic 40,41)
Ey inananlar! Aranızda dininden kim dönerse bilsinki, Allah, kendisinin ( çok ) sevdiği ve onlarında Onu sevdiği, ( üstelik ) inananlara karşı alçak gönüllü , inkarcılara karşı güçlü , Allah yolunda cihad eden, yerenin yermesinden korkmayan bir millet getirir. Bu Allahın dilediğine verdiği bir nimettir. Allah herşeyi kaplar ve bilir. (Kuranı Kerim el-Maide 54 )
"İşte sizler Allah yolunda ( mallarınızı ) sarfetmeye çağırılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor ama, ( O ) cimrilik yapan bilsinki , ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer ondan yüz çevirirseniz, sizi ortadan kaldırır ve sizin yerinize , sizden olmayan ve sonrada sizlere benzemeyecek olan baaşka bir milleti getirir." ( Kuran-ı Kerim Muhammed s. 38 )
And olsun! biz zikr ( yani tevrattan ) sonra zeburda da ;" Arza salih kullarım varis olacaklardır!" diye yazmıştık ( Kuran-ı Kerim el-Enbiya 105 )
" Onlar ki ; Eğer kendilerine yer yüzünde bir iktirad , mevki verirsek namazlarını dosdoğru kılarlar , zekat verirler , iyiliği emreder, kötülükten vaz geçirmeye çalışırlar. Bütün işlerin sonucu Allaha aittir" (Kuran-ı Kerim el-Hac 41 )
TÜRKLER HAKKINDAKİ HADİSLER
Bana benden önce hiç bir Peygambere verilmeyen 5 şey verilmiştir. ( bunlardan biride) benim bütün kırmızı ve siyah kavime Peygamber olarak gönderilmemdir ( Ebi Zer-Ğıfari )
Büyük çarpışmada (Malazgirt) harbinin o kan gövdeyi götürdüğü günlerde "kırmızı çehrelilere" ( TÜRKLERE ) müjdeler olsun! Allah"a yemin ederimki insanlar çatlasada patlasada Allah onları , hem bu dünya , hemde öbür dünyada kesinlikle mükafatlandırılacaklardır ( Tubeyin kab)
şanı yüce olan Allah şüphesiz bana (ümmetime kırmızı çehreliler sayesinde ) İranı ve Bizansı ele geçirmeyi vaad etti. Bundanda öte ; onların karılarını , çocuklarını , kölelerini , ve bütün hazinelerini bana peşkeş çekti. Zira bana kırmızı çehrelileri (TÜRKLERİ) yardımcı kılmakla beni çok güçlendirdi. (Raşid b. sa)
Sizler deriden çizmeler giyen bir kavimle çarpışmadıkça kıyamet kopmaz. O kadarki sizler küçük gözlü kırmızı çehreli yassı burunlu yüzleri sanki örs üstünde döğülmüş ve üzeri derilerle kılıflı kalkanlar gibi sağlam (bir kavim olan) TÜRKLERLE çarpışırsınız ( Ey Ebu Hüreyre! ) insanların ( Allah katında ) en hayırlılarının , bu dine girmeden önceki devirlerde bu dinden en fazla yüz çeviren kimseler olduğunu görürsün. Oysa insanlar tıpkı ( has) madenler gibidir. cahiliye devrinde hayırlı olan kavimler İslam dinine girdikten sonrada bu dinin (en) hayırlıları olurlar. Sizden birinizin üzerine öyle bir zaman gelecekki ; bu kişi için beni görme isteği ; onun aile ferdleri ve mallarının bir misli daha o kimsenin kendine verilmesinden daha sevimli olacaktır. ( TÜRKLERDEN öyle insanlar geleceklerdirki onların Peygamberi sevme ve ona kavuşma sevgisinin önüne mal , mülk ve aile ferdleri de dahil hiç bir şey geçmeyecektir) (ebu hüreyre)
"Ey Ali ! sizler beni asfar ( rumlarla) çarpışacaksınız. Oysa sizden sonra onlarla asıl çarpışacak ( bir millet ) "İSLAMIN YÜZ AKLARI" uluları gelir. Onlar öyle kimselerdirki Allah yolunda cihad etmekten ; ne bir kınayanın kınamasından ve nede onlarn dedikodusundan aska çekinmezler" ( ibn Kesir )
Benim onlarla veya onlardan baıları ile birlikte olmam , sizlerle yada sizlerden bazıları ile birlikte olmamdan daha güvencelidir ( Nasıf, et-Tac fi Ehadis er-Rasul)
Türkler size dokunmadıkça sakın sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Çünkü , Allah"ın ümmetine vermiş olduğu bu mülk ve saltanat nimetini ilk defa bu Kantura Oğulları onların elinden çekip alacaklardır" ( et- Taberani)
yakın bir gelecekte kantura oğulları ırak ahalisini ıraktan çıkaracaklardor. Sanki ben bunu gözlerimle görür gibiyim. Onlar kısık gözlü , yassı burunlu , değirmi yüzlü insanlardır (ebul-Kemal)
Sakın habeşiler size dokunmadıkça sizde onlara dokunmayınız (Türkler de böyledir). Hele TÜRKLER size ilişmedikçe sakın sizde TÜRKLERE ilişmeyiniz (onlara saldırmayınız) ( en-Neseş)
TÜRKLER size dokunmadıkça sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Zira onlar çok sert ve haşin tabiatlı insanlardır (el-Cüveyni)
müslümanlar ; yüzleri örs üstünde döğülmüş ve derilerle kılıflı kalkanlar gibi (sağlam) bir kavim olan TÜRKLERLE çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Onlar yünden yapılmış elbiseler giyerler ve yünden yapılmış çarıklarla yürürler.(Sahih-u Müslim)
Allah bu ümmete mevalilerden bir ordu gönderecektir. onlar ata binmede Araplardan çok üstün silah kullanmada onlardan çok daha mahirdir. İşte Allah bu dini onlarla yeniden ihya edecektir!
çok yakın bir gelecekte Allah (C.C) ellerinizi (yurt ve yuvalarınızı) bazı yabancılar (TÜRKLER)’le dolduracaktır. Onlar aslanlar gibi cesurdurlar. Harblerde düşmandan yüzgeri edip kaçmazlar. İşte bunlar ; daha önce sizin harbettiğiniz kavimlerle harbedecekler ve sizin ganimetlerinizide onlar yiyeceklerdir. (harblerde aldığınız ganimetler bundan böyle onların eline geçecektir) ( et-Taberani)
İstanbul ; onun böbreği ele geçirilinceye kadar feth olunmayacaktır. ya böbreği neresidir diye sorulduğunda o, AMURİYE demiştir ( el-Fiten)
İstanbuldan önce ve İstabnbul ise ROMADAN önce mutlaka fethedilecektir (el- fiten)
Ülkeleri ( düşmana karşı) koruma gücü on kısma ayrıldı : Bunun dokuzu TÜRKLERE ve biri diğer milletlere verildi. Yine böyle, cimrilikte on kısma ayrıldı ; bunun dokuzu iranlılara vbiride diğer milletlere , cömertlikte on kısma ayrıldı ; dokuzu ehli Sudana biride diğer insanlara , haya da on kısma ayrıldı ; dokuzu kadınlara , biride diğer insanlara , hased ( nifak ) de on kısma ayrıldı ; dokuzu araplara biri diğer milletlere , kibirde n kısma ayrıldı ; dokuzu rumlara biri diğer milletlere verildi ( et- Taberi)
ben onların isimlerini , babalarının isimlerini , hatta (harb meydanlarında) binmiş oldukları atların renklerini dahi pekala biliyorum. onlar, o dehşetli günlerde yer yüzünün en hayırlı süvarileri (yani akıncıları) dır
siyah sancaklılar gelinceye kadar harbler kendi aranızda olacaktır. Daha sonra (hazar) Türkleri baş kaldıracak ve sizler onlarla çarpıacaksınız. bundan sonra bineklerinizin sırtındaki eyerler henüz kurumadan Mağrip halkı isyan edecektir. ( el-fiten)
Mümmetimden bir kavim hindistana gaza ederler ve oraların fethini Allah onlara nasib eder. o kadar ki hind hükümdarları boyunları demir zincirlerle bağlı (esir) olarak gelirler . İşte Allah onların günahlarını bütünüyle affedecektir ( el-fiten)
Mümmetmden iki askeri birlik vardırki Allah onları cehennem ateşinden mutlaka koruyacaktır. Bu birliklerden biri hindistana gaza eder ve diğeri ise HZ İSA( a.s) ile birlikte olur ( ve ona yardım eder) (et-tac fi ehadis er-rasul)
Allahın ordusu idi. onları Cenab-ı Hak doğu cihetine yerleştirmişti. adını bizzat kendisi TÜRK olarak koymuştu. herhangi bir kavme öfkelendiği zaman , onlardan bu TÜRK olrdusu ile intikam alırdı( el-kaşgari nin bir sözümü yoksa hadismi tam emin değilim)
Yüce Allah"ın HZ ADEM"i yarattığından bu güne kadar , şu sema gölgesinin altında katledilmek suretiyle öldürülenlerin en hayırlıları şunlardır: bunlardan birincisi Habildir. onun kardeşi Kabi melun öldürmüştür... Daha Rumların kanlı harblerinde öldürülenlerdir. bular bedir harbinde öldürülen ( mümin) ler gibidir. Daha (moğol ) Türklerinin öldürdükleridir. bunlar Uhud harbinde ölen (müslüman) lar gibidir ( el- fiten)
ben bu kan gövdeyi götüren harblere hele bir ulaşabilsem, ondan önceki (harbler) bana hiç gelir ve ondan sonra olacaklara aldırış bile etmem. Zira o kan gövdeyi götüren harb en büyük harbdir ve DECCALİN harbinden daha büyüktür. Zira deccalin ordusu bir milletten oluşur . bu harbi yapanların ordusu ise birçok milletten oluşur( konusu geçen harb malazgirt savaşıdır ve karşı tarafta 12 kralın toplam 80 sancak altında 12şer bin askeri vardır ki bu 960 bin düşman eder TÜRK ordusu ise 25bin kişidir yani aradaki fark 38.4 kattır hadis el fiten den alınmıştır)
Rumlar A"mak (antakya) ve mercidabık"a inmeden önce kıyamet kopmayacaktır. İşte bu sıralarda , onların karşısına şehirdeki bir ordu dikilir ki, bunlar yer yüzünün en hayırlılarıdır. Her iki ordu harbetmek üzere yerlerini aldıklarında Rumlar ;
"bizimle (Araplar, yani) bizim karılarımızı ve çocuklarımızı esir alanlarla aramızdan çekilinki viz onlarla çarpışalım. Müslüman (askerler) bunu kabul etmezler ve şöyle derler ;
"Sizinle (bu) kardeşlerimizin arasından Allah"a and olsunki asla çekilmeyeceğiz.
bu sırada harbde başlamış olur. Müslümanların üçte birisi (harbetmeden) mağlup olur. Allah onların hiçbir zaman tevbelerini kabul etmesin. Bu arada müslümanların üçte biride öldürülür, bunlar Allah katında en yüce şehitlerdir. Askerlerin geri kalan üçte biri Rumları yener ve fetihlerine devam ederler, ayrıca bir fitneye de düşmezler. İşte İstanbulu da bunlar (TÜRKLER) fethedecektir. (ebu hüreyere)
Allah katında en ulu şehid şüphesizki denizlerde yapılan harblerde şehit olanlardır. Sonra ise Antakya ve civar kasabalarında (Rumlara karşı) şehit olanlar, daha sonra ise Deccal"a karşı şehit olanlardır ( Abdullah b. amr b. el-Astan)
Kan gövdeyi götüren asıl o büyük harpler başladığında , Şamdan bir ordu çıkar. İşte bunlar Allahın gelmiş geçmiş en hayırlı kullarıdır ( sözü edilen ordu halifenin TÜRKlerden oluşan ordusudur.) (el fiten)
Utbe b. Nafi"den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir ; Bir gazada AllahIN ELÇİSİ (S.A.S ) ile beraberdik. Hz. PEYGAMBERe batı tarafından ve üzerlerinde yün elbiseler bulunan bir kavim geldi. Onlar kendisine bir tepenin yanında kavuşmuşlardı. Onlar ayakta , Hz. PEYGAMBER ise oturuyordu. İçimden bir ses bana dediki ; " Şunların yanına git de onlarla PEYGAMBERİN arasında dur! Ona bir baskın yapmasınlar!" Sonra (kendi kendime) onlarla bir sır konuşur, dedim ve yanlarına vararak onlarla Hz. PEYGAMBER"in arasında durdum (ve o konuşmalardan ) dört kelime belledim, bunları elimle de sayarım, (Hz. PEYGAMBER onlara şöyle diyordu) ;
Sizler ( araplar ) Arap yarımadasına gaza edeceksiniz. Allah onu size fethedecektir. Sonra İran"a gaza edeceksiniz. Allah orasını da size fethedecektir. Sonra sizler ( Osmanlı Türkleri ) bizansla gaza edeceksiniz. Allah ırasubu sşze fethedecektir. Sonra yinesiz ( Osmanlı Türkleri ) Deccala gaza edeceksiniz. Allah onuda fethedecektir." Bunun ğzerşbe Nafş " ya Cabir! Biz Bizans ( toprakları ) fethedilmedikçe Deccalın çıkacağını zannetmiyoruz dedi"
Amir b. Avr"ın rivayet ettiğine göre ; Hz. PEYGAMBER (S.A.S) şöyle buyurmuşlardır : "Sizler (rumlarla olan) en uzak sınır boylarında (mesela) Bevla da düşmana karşı nöbet tutmadıkça kıyamet kopmayacaktır" ; Ondan sonra Hz. PEYGAMBER
- "Ey Ali! Ey Ali! Ey Ali!" diye seslendi. Hz. Ali,
- "Anam babam sana feda olsun Ey AllahIN ELÇİSİ (buyurunuz)" dedi . Bundan sonra Hz. PEYGAMBER şöyle buyurdu ;
"Sizler Rumlarla mutlaka çarpışırsınız! Ne varki sizden sonra " İslamın yüz akı" bir ordu ( OSMANLI ) gelir ve Rumlarla, asıl onlar çarpışır. Onlar öyle kimselerdirki ; Allah yolunda olmaktan ve bir kınayanın kınaması ve nede dedikodusundanhiç korkmazlar. İşte onlar tesbih ve tekbir sesleri ile İstanbulu fethederler. Ordanda daha önce hiç bir yerden alamadıkları miktarda öyle çok ganimetler elde ederler. Onlar bu ganimetleri aralarında kalkanları ölçek yaparak taksim ederler.
Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fetholunacaktır Onu fetheden kumandan ne ulu kumandan , onun askerleri ise ah ne iyi askerlerdir.
İstanbulu ; Allahın evliyaları ( dostları ) olan kavimlere Allah nasip edecektir. Artık Allah onlara bir daha ölüm , hastalık , bela ve musibet yüzü göstermeyecektir. ( el-Fiten )
İstanbulu fetheden zatın adı da benimki gibi Muhammed olacaktır ( el-Fiten ) ( Mehmet ismi Muhammed isminin Türkçe yazılışıdır )
Nefsim elinde olan Allah"a yemin ederinki ; yılanın sıkışıp hücresine girdiği gibi , imanda sıkışacak ve sonunda şu iki mescide ( mekke ve Medineye ) çekilecektir... Bu sırada AHHALta öfkelenir, kılıncıyla onlara darbe ve mızrağı ile onlara hucum eder. ( Abdullah b. amra ; "Ey Abdullah Allahın kılıncı ve mızrağından maksat nedir? diye soruldu o da : émümin kullarunun kılıncı ve oku olmalıdır!" dedi). Artık bundan sonra Rumların hepsi helak olur. Sonra bu (TÜRKLER) Rum ülkelerine alırlar, onların bütün kalelerini ve şehirlerini tekbir ve tehlil sesleri ile ele geçirirler. En sonunda Heraklenin şehrine (İSTANBUL) gelirler ve Halici karşılarında (bir çarşaf gibi ) yayılmış olarak bulurlar. Daha sonra orayı (istanbulu) tekbir ve tehlil getirerek gth ederler. Onlar kükreyen tekbir sesleriyle öyle hucum ederlerki, surların bir tarafı düşer, sonra bir kere daha (ufukları dolduran ) tekbir sesleri ile hucum ederler bu defa surların diğer kısmı düşer. Ne varki surların denize bakan (haliç) kısmı düşmez. Bundan sonra onlar ROMAya yürürler ve orasınıda tekbir sesleri ile elegeçirirler. İstanbuldan öyle çok ganimet alırlarki onlar o gün ganimetleri (altınları) sayarak değil, ölçek , ölçek taksim ederler" (el-Fiten)
"Allah müminlerin (ordusu)na İstanbul ve Romayı tesbih ve tekbir sesleri ile fethini nasin etmedikçe kıyamet kopmayacaktır ( Amr. b Avf)
"Mülk ve bir diğer ifadeye göre hilafet, taki kırmızı benizli , sanki yüzleri örs üstünde döğülmüş , derilerle kılıflı , sağlam kişiler olan (TÜRKLER ) bu ululukta (hilafette) onlara üstünlük sağlayıncaya kadar , mutlaka benim torunlarımın elinde olacaktır. (Bundan sonra hilafet artık TÜRKlere geçmiş olur) (el-Hamevi)
"TÜRK dilini mutlaka öğreniniz. Zira mülk ve saltanat uzun süre onların ellerinde olacaktır" ( el-Kaşgari ,Divan-ı Luğat et-Türk )
"Ümmetimin emirliğine (yani hilafete) en sonunda Kantura Oğulları (TÜRKLER) sahip olacaklardır."
TÜRKLERİN ALİMLER TARAFINDAN TASVİRİ
Çevrenin insanlarına tesiri hususunda TÜRKülkelerinden daha kuvvetli tesir eden başka bir ülke duymadık onlar, öyle şeylerdir ki , devletlerini , atlarını , hülasa orda yaşayan her şeyi TÜRKleştirir ve TÜRKE has bir şekle sokarlar ( el cahiz)
Türkler ; çokluk , cesaret , kahramanlık gibi özellikleri ile diğer milletlerden ayrılırlar. onların yüzleri geniş, burunları yassı bilekleri kalındır. Öfkeli , et yemeye çok düşkünlerdi. Yürümekten bıktıklarını sandığın zaman yeni yürümeye başlamış gibiat koşturduklarını , dağların başlarına tırmandıklarını görürsün. Onlar büyük gayret ve himmet sahibi kimselerdir. Onlardan biri köle olduğu zaman dahi, efendisinin askerlerine kumandan olmakla yetinmez belki efendisinin yerine geçmek ister. Nitekim nların bu özelliklerine işaret eden Hz. Peygamber , " TÜRKler size dokunmadıkça sizde TÜRKlere dokunmayınız!" buyurmuşlardır ( el-Kazvini )
KİTAPTAN SON SÖZ
"EY MÜSLÜMANLAR! NEREDE , NE ZAMAN VE HANGİ ŞARTLARDA OLURSANIZ OLUNUZ! BU İLAHİ MESAJA KULAK VERİNİZ. GÖREVE KOŞUNUZ VE "GARİPLER" ORDUSUNA KATILINIZ VVE HZ. PEYGAMBERİN (S.A.V.) MÜJDELEDİĞİ O "GARİPLERDEN" OLUNUZ. ZİRA YİĞİT ÖLDÜĞÜ YERDEN, ANADOLUDAN AYAĞA KALKACAK VE İSLAM BİR KERE DAHA O GÜZEL VE MUTLU GÜNLERİNE KAVUŞACAKTIR.
KAYNAK: HZ. PEYGAMBERİN HADİSLERİNDE TÜRKLER
KİTAP YAZARI: Prof. Dr. Zekeriya KİTAPÇI
BASKA BIR SAYFADA
http://www.forumdas.net/ayetler-ve-hadisler/turkler-hakkindaki-hadisi-serifler-20519/
Bu ayet-i kerimenin, başta Vani Mehmed Efendi, Elmalılı Hamdi Yazır,
Ömer Nasuhi Bilmen, Celal Yıldırım Hoca başta olmak üzere
bir çok İslam alim ve mütefessire göre
Türkler’i işaret ettiği kabul edilmektedir.
Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse,
ALLAH Müminlere karşı alçak gönüllü,
kâfirlere karşı onurlu ve zorlu,
kendisinin onları seveceği, onlarında kendisini seveceği bir kavim getirir ki;
Onlar ALLAH yolunda savaşırlar ve
hiçbir kınayanın kınamasından çekinmezler.
Bu ALLAH’ın lütfu inayetidir ki, onu kime dilerse ona verir.
ALLAH ihsanı bol olan, en çok bilendir. (Maide suresi:54)
• Kostantiyye (İstanbul) mutlaka feth olunacaktır.
Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır
ve o asker ne güzel askerdir.
Buhari (et-Trah-ul Kebir, cilt 1, kısım 2, sayfa: 81)
Ahmed bin Hanbel (Müsned IV/42, kahire 1313) El-Hakim
(el-Müstedrek IV/42-422, Haydarabat 1335)
• Türk dilini öğreniniz,
çünkü Türlerin çok uzun sürecek bir hâkimiyetleri vardır.
(Kaşgarlı Mahmut, Divanı Lügat-it Türk,
C.1.,s:3 –1333 İst basımı)
•Benim ümmetimi öyle bir kavim sürüp, kovalayacaktır ki;
onların yüzleri (yuvarlak ve) enli, gözleri (çekik ve) küçük,
çehreleri sanki üzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibidirler.
Onlar üç defa Arabistan yarımadasına kadar ilerleyeceklerdir.
İlk istilada onların önlerinden kaçanlar kurtulacaktır.
İkinci istilada hücuma uğrayanlardan bazıları helak olacak ve
bazıları da canlarını kurtaracaklardır.
Üçüncü istilada ise onların kökleri kesilecektir
(Artık istilalar son bulacaktır) işte onlar Türkler’dir.
Nefsim yed-i kudretinde olan ALLAH’a yemin ederim ki,
Türkler (çok yakın bir gelecekte) atlarını
Müslüman mescidlerinin direklerine bağlayacaklardır.
Ebu Davud (Nuseym b. Hammad, Kitabü’l Fiten, Atıf Ktp. No:602,V.121122)
• Türkler size ilişmedikçe sizde onlara ilişmeyiniz.
Çünkü milletimin mülkünü ve ALLAH’ın ona olan ihsanını
en evvel Kantura (Türk) nesli alacaktır.
İmam Taberani (Mu’cem’ül-Kebir ve Mu’cem’ül Evsat isimli eserinde)
• Habeşliler sizle uğraşmadıkça siz de onlarla uğraşmayınız.
Hele Türkler size dokunmadığı sürece
siz de Türkler’e (sakın) dokunmayınız!
Ebu Davud (Sünen-i Davud, IV.s:112)
Yukarıdaki hadis-i şerif Cüveydi tarafından şöyle nakledilmiştir:
“Türkler sizlere dokunmadıkça siz de Türkler’e dokunmayınız.
Zira onlar çok sert ve haşin tabiatlı kimselerdir.”
(El-Cüveyni; Tarih-i Cihan-güşa, 1, s:11)
Aynı hadis-i şerifi Hamavi ise ashabdan
Hz. Muaviye’den şöyle nakletmiştir:
“Sakın onların üzerine süvari birlikleri göndermeyiniz (harp etmeyiniz)
Türkler ve Habeşliler size dokunmadığı sürece
siz de onlara dokunmayınız.”
• İmam Taberani Hz. Muaviye’den şöyle nakleder:
İbn-i Zi’l Kela anlatıyor:
Bir gün Muaviye’nin yanındaydım.
Ermeniye vilayetinin valisinden posta geldi.
Muaviye valinin mektubunu okudu, hiddetlendi;
sonra kâtiplerinden birini çağırdı ve ona
valinin tahriratına şöyle yaz, dedi.
‘İdarendeki araziye Türkler’in akın ve yağma ettiklerinden
bunun üzerine arkalarından takip kuvvetlerini sevkettiğinden ve
bu takipçilerin yağma edilen şeyleri
onlardan istirdat etmiş olduklarından bahsediyorsun.
Anan sana matem tutsun, sakın bir daha öyle bir harekette bulunma,
Türkleri kışkırtma ve onlardan hiç bir şey istirdat etme.
Çünkü ben Resulullah’dan işittim.
Buyurdu ki; “Türkler yavşan otu biten yerlere
(Avrupa’ya) kadar ilerleyeceklerdir.”
• Hıfz, on kısma ayrılmıştır:
Dokuzu Türkler’de, biri diğer insanlardadır.
(Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi (Ramuz’ul-Ehadis 4140 nolu hadis)
Hıfz kelimesi bazı kitaplarda hafızlık,
kavrama kabiliyeti olarak tercüme edilmiştir.
Merhum Mehmed Vani Efendi’ye göre ise
muhafazakârlık yani dinini, milletini, vatanını,
maddi ve manevi değerlerini,
örf ve âdetlerini, namusunu koruma duygusunun
her milletten çok Türk milletindedir.
• Taberi şöyle anlatmaktadır:
Hz. Peygamber Arap kabilelerin hücumu yılında (Hendek savaşı)
Medine’nin etrafında kazılmak istenen hendeğin sınırlarını çizdi...
Biz hiçbir zaman bu sınırları aşmak istemiyorduk.
Salman hendekten çıkarak Hz. Peygamberin bulunduğu yere geldi.
Bu sırada O bir Türk çadırını kurmakla meşgul bulunuyordu.
(et-Taberi II. S:568)
• Ebu Said el-Hudri demiştir ki;
Hz. Peygamber ramazanın ilk on gününde itikâfa girmiştir.
Sonra ortasındaki on günde
tentesi üzerinde hasır bulunan bir Türk çadırında itikâfa girmiştir.
Ebu Müslim.
• Resulullah Efendimiz bir gece rüyasında
peşine önce siyah bir koyunun,
sonrada bir beyaz koyunun takıldığını görüyor.
Sabahleyin mescid-i saadete gelip namaz kıldırdıktan sonra
sırf iltifat olsun diye
bu rüyanın yorumunu Ebubekir Sıddık Hazretlerine bırakıyor.
Bu iltifata hem sevinen, hem de mahcup olan Ebubekir (r.a):
“Mademki, öyle arzu buyurdunuz, yorumunu yapayım.
Ey Allah’ın Peygamberi Peşinize ilk takılan siyah koyun Arapları,
sonra da takılan beyaz koyun beyaz bir ırkı temsil eder.
Yani önce Araplar size inanıp peşinize takılacak,
sonra da beyaz bir ırk İslam’a girip size uyacak...”
rüyadaki siyah koyun Arapları,
beyaz koyun ise Türkler’i işaret etmiştir.
Çünkü bir müddet sonra beyaz yüzlü olan Türkler İslam’a girmişlerdir.
• Ebu Sekine (ki Muharrerlerden bir kimsedir)
Resulullah (sav)ın bir sahabesinden naklen anlatıyor:
"Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Sizi bıraktıkları müddetçe siz de Habeşileri bırakın.
Sizi terkettikleri müddetçe Türkleri terkedin."
(Ravi (r.a.): Ebu Sekine Kaynak: Ebu Davud, Melahim 8, 4302)
Türkleri kışkırtma ve onlardan hiç bir şey istirdat etme.
Çünkü ben Resulullah’dan işittim.
Buyurdu ki; “Türkler yavşan otu biten yerlere
(Avrupa’ya) kadar ilerleyeceklerdir.”
BU HADISI KIM NAKLETMIS ACABA
BIR BASKA SAYFADA
http://www.meleklermekani.com/hadis-i-serifler/50484-peygamberimizin-turkler-hakkindaki-hadisleri.html
türkler hakkında hadisler peygamberimizin türkler hakkındaki sözleri hakkındaki hadisler peygamberimiz ve ile ilgili
hayır! doğuların ve batıların Rabbine yenim ederimki her halde biz onların (yani arapların) yerine kendilerinden daha hayırlılarını getirmeye elbette bizim gücümüz yeter ve kimsede önümüze geçemez (Kuranı Kerim el-Mearic 40,41)
Ey inananlar! Aranızda dininden kim dönerse bilsinki, Allah, kendisinin ( çok ) sevdiği ve onlarında Onu sevdiği, ( üstelik ) inananlara karşı alçak gönüllü , inkarcılara karşı güçlü , Allah yolunda cihad eden, yerenin yermesinden korkmayan bir millet getirir. Bu Allahın dilediğine verdiği bir nimettir. Allah herşeyi kaplar ve bilir. (Kuranı Kerim el-Maide 54 )
"İşte sizler Allah yolunda ( mallarınızı ) sarfetmeye çağırılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor ama, ( O ) cimrilik yapan bilsinki , ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer ondan yüz çevirirseniz, sizi ortadan kaldırır ve sizin yerinize , sizden olmayan ve sonrada sizlere benzemeyecek olan baaşka bir milleti getirir." ( Kuran-ı Kerim Muhammed s. 38 )
And olsun! biz zikr ( yani tevrattan ) sonra zeburda da ;" Arza salih kullarım varis olacaklardır!" diye yazmıştık ( Kuran-ı Kerim el-Enbiya 105 )
" Onlar ki ; Eğer kendilerine yer yüzünde bir iktirad , mevki verirsek namazlarını dosdoğru kılarlar , zekat verirler , iyiliği emreder, kötülükten vaz geçirmeye çalışırlar. Bütün işlerin sonucu Allaha aittir" (Kuran-ı Kerim el-Hac 41 )
TÜRKLER HAKKINDAKİ HADİSLER
Bana benden önce hiç bir Peygambere verilmeyen 5 şey verilmiştir. ( bunlardan biride) benim bütün kırmızı ve siyah kavime Peygamber olarak gönderilmemdir ( Ebi Zer-Ğıfari )
Büyük çarpışmada (Malazgirt) harbinin o kan gövdeyi götürdüğü günlerde "kırmızı çehrelilere" ( TÜRKLERE ) müjdeler olsun! Allah"a yemin ederimki insanlar çatlasada patlasada Allah onları , hem bu dünya , hemde öbür dünyada kesinlikle mükafatlandırılacaklardır ( Tubeyin kab)
şanı yüce olan Allah şüphesiz bana (ümmetime kırmızı çehreliler sayesinde ) İranı ve Bizansı ele geçirmeyi vaad etti. Bundanda öte ; onların karılarını , çocuklarını , kölelerini , ve bütün hazinelerini bana peşkeş çekti. Zira bana kırmızı çehrelileri (TÜRKLERİ) yardımcı kılmakla beni çok güçlendirdi. (Raşid b. sa)
Sizler deriden çizmeler giyen bir kavimle çarpışmadıkça kıyamet kopmaz. O kadarki sizler küçük gözlü kırmızı çehreli yassı burunlu yüzleri sanki örs üstünde döğülmüş ve üzeri derilerle kılıflı kalkanlar gibi sağlam (bir kavim olan) TÜRKLERLE çarpışırsınız ( Ey Ebu Hüreyre! ) insanların ( Allah katında ) en hayırlılarının , bu dine girmeden önceki devirlerde bu dinden en fazla yüz çeviren kimseler olduğunu görürsün. Oysa insanlar tıpkı ( has) madenler gibidir. cahiliye devrinde hayırlı olan kavimler İslam dinine girdikten sonrada bu dinin (en) hayırlıları olurlar. Sizden birinizin üzerine öyle bir zaman gelecekki ; bu kişi için beni görme isteği ; onun aile ferdleri ve mallarının bir misli daha o kimsenin kendine verilmesinden daha sevimli olacaktır. ( TÜRKLERDEN öyle insanlar geleceklerdirki onların Peygamberi sevme ve ona kavuşma sevgisinin önüne mal , mülk ve aile ferdleri de dahil hiç bir şey geçmeyecektir) (ebu hüreyre)
"Ey Ali ! sizler beni asfar ( rumlarla) çarpışacaksınız. Oysa sizden sonra onlarla asıl çarpışacak ( bir millet ) "İSLAMIN YÜZ AKLARI" uluları gelir. Onlar öyle kimselerdirki Allah yolunda cihad etmekten ; ne bir kınayanın kınamasından ve nede onlarn dedikodusundan aska çekinmezler" ( ibn Kesir )
Benim onlarla veya onlardan baıları ile birlikte olmam , sizlerle yada sizlerden bazıları ile birlikte olmamdan daha güvencelidir ( Nasıf, et-Tac fi Ehadis er-Rasul)
Türkler size dokunmadıkça sakın sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Çünkü , Allah"ın ümmetine vermiş olduğu bu mülk ve saltanat nimetini ilk defa bu Kantura Oğulları onların elinden çekip alacaklardır" ( et- Taberani)
yakın bir gelecekte kantura oğulları ırak ahalisini ıraktan çıkaracaklardor. Sanki ben bunu gözlerimle görür gibiyim. Onlar kısık gözlü , yassı burunlu , değirmi yüzlü insanlardır (ebul-Kemal)
Sakın habeşiler size dokunmadıkça sizde onlara dokunmayınız (Türkler de böyledir). Hele TÜRKLER size ilişmedikçe sakın sizde TÜRKLERE ilişmeyiniz (onlara saldırmayınız) ( en-Neseş)
TÜRKLER size dokunmadıkça sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Zira onlar çok sert ve haşin tabiatlı insanlardır (el-Cüveyni)
müslümanlar ; yüzleri örs üstünde döğülmüş ve derilerle kılıflı kalkanlar gibi (sağlam) bir kavim olan TÜRKLERLE çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Onlar yünden yapılmış elbiseler giyerler ve yünden yapılmış çarıklarla yürürler.(Sahih-u Müslim)
Allah bu ümmete mevalilerden bir ordu gönderecektir. onlar ata binmede Araplardan çok üstün silah kullanmada onlardan çok daha mahirdir. İşte Allah bu dini onlarla yeniden ihya edecektir!
çok yakın bir gelecekte Allah (C.C) ellerinizi (yurt ve yuvalarınızı) bazı yabancılar (TÜRKLER)’le dolduracaktır. Onlar aslanlar gibi cesurdurlar. Harblerde düşmandan yüzgeri edip kaçmazlar. İşte bunlar ; daha önce sizin harbettiğiniz kavimlerle harbedecekler ve sizin ganimetlerinizide onlar yiyeceklerdir. (harblerde aldığınız ganimetler bundan böyle onların eline geçecektir) ( et-Taberani)
İstanbul ; onun böbreği ele geçirilinceye kadar feth olunmayacaktır. ya böbreği neresidir diye sorulduğunda o, AMURİYE demiştir ( el-Fiten)
İstanbuldan önce ve İstabnbul ise ROMADAN önce mutlaka fethedilecektir (el- fiten)
Ülkeleri ( düşmana karşı) koruma gücü on kısma ayrıldı : Bunun dokuzu TÜRKLERE ve biri diğer milletlere verildi. Yine böyle, cimrilikte on kısma ayrıldı ; bunun dokuzu iranlılara vbiride diğer milletlere , cömertlikte on kısma ayrıldı ; dokuzu ehli Sudana biride diğer insanlara , haya da on kısma ayrıldı ; dokuzu kadınlara , biride diğer insanlara , hased ( nifak ) de on kısma ayrıldı ; dokuzu araplara biri diğer milletlere , kibirde n kısma ayrıldı ; dokuzu rumlara biri diğer milletlere verildi ( et- Taberi)
ben onların isimlerini , babalarının isimlerini , hatta (harb meydanlarında) binmiş oldukları atların renklerini dahi pekala biliyorum. onlar, o dehşetli günlerde yer yüzünün en hayırlı süvarileri (yani akıncıları) dır
siyah sancaklılar gelinceye kadar harbler kendi aranızda olacaktır. Daha sonra (hazar) Türkleri baş kaldıracak ve sizler onlarla çarpıacaksınız. bundan sonra bineklerinizin sırtındaki eyerler henüz kurumadan Mağrip halkı isyan edecektir. ( el-fiten)
Mümmetimden bir kavim hindistana gaza ederler ve oraların fethini Allah onlara nasib eder. o kadar ki hind hükümdarları boyunları demir zincirlerle bağlı (esir) olarak gelirler . İşte Allah onların günahlarını bütünüyle affedecektir ( el-fiten)
Mümmetmden iki askeri birlik vardırki Allah onları cehennem ateşinden mutlaka koruyacaktır. Bu birliklerden biri hindistana gaza eder ve diğeri ise HZ İSA( a.s) ile birlikte olur ( ve ona yardım eder) (et-tac fi ehadis er-rasul)
Allahın ordusu idi. onları Cenab-ı Hak doğu cihetine yerleştirmişti. adını bizzat kendisi TÜRK olarak koymuştu. herhangi bir kavme öfkelendiği zaman , onlardan bu TÜRK olrdusu ile intikam alırdı( el-kaşgari nin bir sözümü yoksa hadismi tam emin değilim)
Yüce Allah"ın HZ ADEM"i yarattığından bu güne kadar , şu sema gölgesinin altında katledilmek suretiyle öldürülenlerin en hayırlıları şunlardır: bunlardan birincisi Habildir. onun kardeşi Kabi melun öldürmüştür... Daha Rumların kanlı harblerinde öldürülenlerdir. bular bedir harbinde öldürülen ( mümin) ler gibidir. Daha (moğol ) Türklerinin öldürdükleridir. bunlar Uhud harbinde ölen (müslüman) lar gibidir ( el- fiten)
ben bu kan gövdeyi götüren harblere hele bir ulaşabilsem, ondan önceki (harbler) bana hiç gelir ve ondan sonra olacaklara aldırış bile etmem. Zira o kan gövdeyi götüren harb en büyük harbdir ve DECCALİN harbinden daha büyüktür. Zira deccalin ordusu bir milletten oluşur . bu harbi yapanların ordusu ise birçok milletten oluşur( konusu geçen harb malazgirt savaşıdır ve karşı tarafta 12 kralın toplam 80 sancak altında 12şer bin askeri vardır ki bu 960 bin düşman eder TÜRK ordusu ise 25bin kişidir yani aradaki fark 38.4 kattır hadis el fiten den alınmıştır)
Rumlar A"mak (antakya) ve mercidabık"a inmeden önce kıyamet kopmayacaktır. İşte bu sıralarda , onların karşısına şehirdeki bir ordu dikilir ki, bunlar yer yüzünün en hayırlılarıdır. Her iki ordu harbetmek üzere yerlerini aldıklarında Rumlar ;
"bizimle (Araplar, yani) bizim karılarımızı ve çocuklarımızı esir alanlarla aramızdan çekilinki viz onlarla çarpışalım. Müslüman (askerler) bunu kabul etmezler ve şöyle derler ;
"Sizinle (bu) kardeşlerimizin arasından Allah"a and olsunki asla çekilmeyeceğiz.
bu sırada harbde başlamış olur. Müslümanların üçte birisi (harbetmeden) mağlup olur. Allah onların hiçbir zaman tevbelerini kabul etmesin. Bu arada müslümanların üçte biride öldürülür, bunlar Allah katında en yüce şehitlerdir. Askerlerin geri kalan üçte biri Rumları yener ve fetihlerine devam ederler, ayrıca bir fitneye de düşmezler. İşte İstanbulu da bunlar (TÜRKLER) fethedecektir. (ebu hüreyere)
Allah katında en ulu şehid şüphesizki denizlerde yapılan harblerde şehit olanlardır. Sonra ise Antakya ve civar kasabalarında (Rumlara karşı) şehit olanlar, daha sonra ise Deccal"a karşı şehit olanlardır ( Abdullah b. amr b. el-Astan)
Kan gövdeyi götüren asıl o büyük harpler başladığında , Şamdan bir ordu çıkar. İşte bunlar Allahın gelmiş geçmiş en hayırlı kullarıdır ( sözü edilen ordu halifenin TÜRKlerden oluşan ordusudur.) (el fiten)
Utbe b. Nafi"den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir ; Bir gazada AllahIN ELÇİSİ (S.A.S ) ile beraberdik. Hz. PEYGAMBERe batı tarafından ve üzerlerinde yün elbiseler bulunan bir kavim geldi. Onlar kendisine bir tepenin yanında kavuşmuşlardı. Onlar ayakta , Hz. PEYGAMBER ise oturuyordu. İçimden bir ses bana dediki ; " Şunların yanına git de onlarla PEYGAMBERİN arasında dur! Ona bir baskın yapmasınlar!" Sonra (kendi kendime) onlarla bir sır konuşur, dedim ve yanlarına vararak onlarla Hz. PEYGAMBER"in arasında durdum (ve o konuşmalardan ) dört kelime belledim, bunları elimle de sayarım, (Hz. PEYGAMBER onlara şöyle diyordu) ;
Sizler ( araplar ) Arap yarımadasına gaza edeceksiniz. Allah onu size fethedecektir. Sonra İran"a gaza edeceksiniz. Allah orasını da size fethedecektir. Sonra sizler ( Osmanlı Türkleri ) bizansla gaza edeceksiniz. Allah ırasubu sşze fethedecektir. Sonra yinesiz ( Osmanlı Türkleri ) Deccala gaza edeceksiniz. Allah onuda fethedecektir." Bunun ğzerşbe Nafş " ya Cabir! Biz Bizans ( toprakları ) fethedilmedikçe Deccalın çıkacağını zannetmiyoruz dedi"
Amir b. Avr"ın rivayet ettiğine göre ; Hz. PEYGAMBER (S.A.S) şöyle buyurmuşlardır : "Sizler (rumlarla olan) en uzak sınır boylarında (mesela) Bevla da düşmana karşı nöbet tutmadıkça kıyamet kopmayacaktır" ; Ondan sonra Hz. PEYGAMBER
- "Ey Ali! Ey Ali! Ey Ali!" diye seslendi. Hz. Ali,
- "Anam babam sana feda olsun Ey AllahIN ELÇİSİ (buyurunuz)" dedi . Bundan sonra Hz. PEYGAMBER şöyle buyurdu ;
"Sizler Rumlarla mutlaka çarpışırsınız! Ne varki sizden sonra " İslamın yüz akı" bir ordu ( OSMANLI ) gelir ve Rumlarla, asıl onlar çarpışır. Onlar öyle kimselerdirki ; Allah yolunda olmaktan ve bir kınayanın kınaması ve nede dedikodusundanhiç korkmazlar. İşte onlar tesbih ve tekbir sesleri ile İstanbulu fethederler. Ordanda daha önce hiç bir yerden alamadıkları miktarda öyle çok ganimetler elde ederler. Onlar bu ganimetleri aralarında kalkanları ölçek yaparak taksim ederler.
Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fetholunacaktır Onu fetheden kumandan ne ulu kumandan , onun askerleri ise ah ne iyi askerlerdir.
İstanbulu ; Allahın evliyaları ( dostları ) olan kavimlere Allah nasip edecektir. Artık Allah onlara bir daha ölüm , hastalık , bela ve musibet yüzü göstermeyecektir. ( el-Fiten )
İstanbulu fetheden zatın adı da benimki gibi Muhammed olacaktır ( el-Fiten ) ( Mehmet ismi Muhammed isminin Türkçe yazılışıdır )
Nefsim elinde olan Allah"a yemin ederinki ; yılanın sıkışıp hücresine girdiği gibi , imanda sıkışacak ve sonunda şu iki mescide ( mekke ve Medineye ) çekilecektir... Bu sırada AHHALta öfkelenir, kılıncıyla onlara darbe ve mızrağı ile onlara hucum eder. ( Abdullah b. amra ; "Ey Abdullah Allahın kılıncı ve mızrağından maksat nedir? diye soruldu o da : émümin kullarunun kılıncı ve oku olmalıdır!" dedi). Artık bundan sonra Rumların hepsi helak olur. Sonra bu (TÜRKLER) Rum ülkelerine alırlar, onların bütün kalelerini ve şehirlerini tekbir ve tehlil sesleri ile ele geçirirler. En sonunda Heraklenin şehrine (İSTANBUL) gelirler ve Halici karşılarında (bir çarşaf gibi ) yayılmış olarak bulurlar. Daha sonra orayı (istanbulu) tekbir ve tehlil getirerek gth ederler. Onlar kükreyen tekbir sesleriyle öyle hucum ederlerki, surların bir tarafı düşer, sonra bir kere daha (ufukları dolduran ) tekbir sesleri ile hucum ederler bu defa surların diğer kısmı düşer. Ne varki surların denize bakan (haliç) kısmı düşmez. Bundan sonra onlar ROMAya yürürler ve orasınıda tekbir sesleri ile elegeçirirler. İstanbuldan öyle çok ganimet alırlarki onlar o gün ganimetleri (altınları) sayarak değil, ölçek , ölçek taksim ederler" (el-Fiten)
"Allah müminlerin (ordusu)na İstanbul ve Romayı tesbih ve tekbir sesleri ile fethini nasin etmedikçe kıyamet kopmayacaktır ( Amr. b Avf)
"Mülk ve bir diğer ifadeye göre hilafet, taki kırmızı benizli , sanki yüzleri örs üstünde döğülmüş , derilerle kılıflı , sağlam kişiler olan (TÜRKLER ) bu ululukta (hilafette) onlara üstünlük sağlayıncaya kadar , mutlaka benim torunlarımın elinde olacaktır. (Bundan sonra hilafet artık TÜRKlere geçmiş olur) (el-Hamevi)
"TÜRK dilini mutlaka öğreniniz. Zira mülk ve saltanat uzun süre onların ellerinde olacaktır" ( el-Kaşgari ,Divan-ı Luğat et-Türk )
"Ümmetimin emirliğine (yani hilafete) en sonunda Kantura Oğulları (TÜRKLER) sahip olacaklardır."
TÜRKLERİN ALİMLER TARAFINDAN TASVİRİ
Çevrenin insanlarına tesiri hususunda TÜRKülkelerinden daha kuvvetli tesir eden başka bir ülke duymadık onlar, öyle şeylerdir ki , devletlerini , atlarını , hülasa orda yaşayan her şeyi TÜRKleştirir ve TÜRKE has bir şekle sokarlar ( el cahiz)
Türkler ; çokluk , cesaret , kahramanlık gibi özellikleri ile diğer milletlerden ayrılırlar. onların yüzleri geniş, burunları yassı bilekleri kalındır. Öfkeli , et yemeye çok düşkünlerdi. Yürümekten bıktıklarını sandığın zaman yeni yürümeye başlamış gibiat koşturduklarını , dağların başlarına tırmandıklarını görürsün. Onlar büyük gayret ve himmet sahibi kimselerdir. Onlardan biri köle olduğu zaman dahi, efendisinin askerlerine kumandan olmakla yetinmez belki efendisinin yerine geçmek ister. Nitekim nların bu özelliklerine işaret eden Hz. Peygamber , " TÜRKler size dokunmadıkça sizde TÜRKlere dokunmayınız!" buyurmuşlardır ( el-Kazvini )
BIR BASKA SAYFADA
http://www.gencsau.com/forum/peygamber-efendimizin-turkler-hakkinda-hadisler-t29757.0.html
Hz. Muhammed’in (s.a.v) Türkleri Değerlendirdiği Sözleri
/Ali Akkoç
Değerli okurlarım Hazreti Muhammed Türkleri değerlendiren yani Türkleri tanıtan sözlerde söylemiştir. Bu onun Türkler İslam olmadan önce söylediği sözleri olduğuna göre Hz. Muhammed Türkleri tanrı vergisi bilgilerine göre değerlendirmiştir. Bu sözlü hadisler hakkında en kestirme bilgileri Türk Tarihi Dergisinde Doç. Dr. Zekeriye Kitapçı’nın yazısında görebiliriz. Bu yazıda verilen ifadeler şöyledir:
Kaşgari hadislerin değerlendirilmesi
Bu alimler arasında Türk alimi Mahmud el-Kaşgari’ye yer vermemiz gerekmektedir. Kaşgari’nin rivayet ettiği ve Türklerin haşmet ve ikballerini çok heyecanlı bir şekilde dile getiren bu hadisler ve yorumlarını bir çırpıda silip atmaktansa, bu açıdan değerlendirmemiz konuya herhalde daha gerçekçi bir yoldan yaklaşmak olacaktır.
Bu cümleden olmak üzere Ulu Önder Atatürk gibi Türk olmanın gurur ve şuurunu iliklerine kadar duyan ve hisseden Kaşgari, meşhur eseri “Divan-i Lügat’i Türk’de Türklerle ilgili olan hadislerden iki tanesini belirtmiştir. Hatta bunlardan biri hadis literatüründe “kudsi hadis” dediğimiz manası Allah’tan ve sözü Hz. Peygamberden gelen hadisler cinsindedir. Söz konusu hadisi kudsinin muttasıl bir senedle rivayet ettiği metni şöyledir:
“Hz. Peygamber’den rivayet edildiğine göre; aziz ve celil olan Allah buyurur ki, benim bir ordum vardır, adını Türk koydum ve onları doğu ülkelerine yerleştirdim. Herhangi bir kavme öfkelendiğim zaman Türkleri onların başına musallat ederim.”
Kaşgari’nin Türklerle ilgili naklettiği bir diğer hadisin metni ise şudur:
“Hz. Peygamber kıyamet alametlerinin ve ahir zaman kargaşalıklarını ve Oğuz Türklerinin ortaya çıkışlarını anlattıktan sonra demiştir ki, Türk dilini (mutlaka) öğreniniz. Zira mülk ve saltanat uzun zaman onların elinde kalacaktır.”
Kaşgari’nin rivayet ettiği bu hadislerin isnad ve metinleri hakkında Usulü Hadis İlminin ortaya koyduğu kriterler açısından daha fazla münakaşa ve tenkid etmenin yeri herhalde burası değildir. Fakat şu kadarı da bir gerçektir ki, söz konusu doğruluğu hala münakaşa konusu ise de, zaman ve siyasi gelişmeler onların muhteva ve metinlerinin bir başka ifade ile müdafaa ettiği fikirlerin kesinlikle doğru olduğuna, batıya İslam dünyasına yönelmiştir. Cihangir Asya ordularının bir başka öncüleri olan Selçuklular, çok geçmeden Bağdat önlerinde, İslamın taht ve baht şehrinde görülmüşlerdir. Selçuklu Türkleri, İslam dünyasının üstüne kara bulutlar gibi çöken Şii Büvehi saltanatına son vermekle kalmadıkları gibi, başta Bağdat olmak üzere, İmparatorluğun daha ziyade Şii ağırlıklı şehirlerine Nizamiye Medreseleri’ni kurarak onların fikri manada da belini ve Sünni doktrinini de ihya etmişlerdir.
Buhari’nin Türkler hakkındaki hadisleri
Her ne kadar Türklerle ilgili hadislerin büyük bölümü yukarıda da işaret edildiği gibi, daha ziyade sonraki devirlerde bazıları tarafından şu veya bu maksatla uydurulmuş ise de, bunlar arasında doğruluğundan hiç bir zaman şüphe edilmemesi gereken hadisler de vardır. Bunların başında şüphesiz hadis ilminin gelmiş geçmiş en büyük otoritelerinden biri olan İmamı Buhari’nin, Sahih adındaki meşhur hadis kolleksiyonunda naklettiği hadisler gelmektedir. Daha ziyade Şeyhi’le-muhaddisin unvanıyla şöhret bulan büyük imam ve değerle alimin asıl adı Muhammed b. İsmail el Buhari el Cufi’dir.
Uzun tarihi seyri içinde büyük ölçüde Türk nüfuz ve hakimiyeti altında kalmış olan ve hatta İslami fetihler sırasında dahi Türk soyuna bağlı hükümdar aileleri tarafından idare edilen Buhari’nin Türklerle ilgili hadisleri nakletmesinde muhtemelen Türk çevrelerinde dünyaya gelmiş ve buralarda yetişmiş olmasının da büyük tesirleri olsa gerektir. Hatta onun Türk soyundan geldiğini söyleyen Buhari, Türklerle ilgili hadisleri, meşhur eserinde “Siyer ve Cihad Kitabı” adını verdiği genel bölümünde ve “Türklerle Savaş” başlığı altında özel bir bölümde toplamıştır. Bunun yanısıra muhteva itibarı ile birbirine çok yakın olan bir diğer hadisi de “Çarık Giyenlerle Savaş” bölümünde bize nakletmektedir. Sözler ve metin itibarı ile birbirlerine çok yakın olan bu hadislerden biz burada sadece sahabeden Amr b. Tağlib ve Ebu Hüreyre kanalı ve müstakil senedlerle bize kadar gelen hadisleri açıklamakla yetineceğiz.
Amr b. Tağlib’in müstakil senedle Hz. Peygamberden rivayet ettiği hadisin metni şudur:
“Amr b. Tağlib’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber buyurmuştur ki; Kıyamet kopmasının şartlarından (biri de, sizlerin kıldan çarıklar giyen bir kavim olan (Türkler)le harbetmemizdir. Yine kıyamet kopmasının şartlarından bir (diğeri de) sizlerin yuvarlak yüzlü öyle ki, yüzleri (örs üstünde döğülmüş ve) üzeri derilerle kaplanmış (sağlam) kalkanlar gibi bir kavim (olan Türklerle) çarpışmanızdır.”
Buhari’nin Türklerle ilgili bir hadisi de yine muttasıl bir senedle büyük sahabe tarafından nakledilmiştir. Bu hadis de şudur;
“Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Hz. Hz. Peygamber buyurmuştur ki; Sizler küçük çekik gözlü, kırmızı benizli, yatık burunlu, çehreleri sanki (örs üstünde döğülmüş ve ) üzeri derilerle kaplanmış (sağlam) kalkanlar gibi bir kavim olan Türklerle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yine sizler, kıldan çarık (ve çoraplar) giyen bir kavimle (Türk) çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.”
Müslim’in Türkler hakkındaki hadisleri
Türklerle ilgili hadisler, sadece Buhari değil, hadis ilminin Buhari’den sonra en büyük otoritelerinden İmamı Müslim tarafından da açıklanmıştır. Asıl adı, Müslim b. el-Haccac el-Kuşeyri olan bu değerli alim Nişabur’da dünyaya gelmiştir. (Doğ. 817-Öl. 875) İmamı Buhari’ye karşı aşırı derecede saygı ve bağlılığı ile tanınmıştır.
Büyük İmam daha ziyade “Sahihu Müslim” adı ile İsllam dünyasında hürmet ve itibar gören meşhur eserinde, Türkler hakkındaki hadisleri “Kargaşalıklar ve Kıyametler Alametleri Kitabı” adını verdiği çok geniş ve genel bir bölümde toplamıştır. Daha ziyade Ebu Hüreyre kanalı ile bize kadar ulaşan bu hadislerin sayısı beş kadardır. Hadisler gerek söz gerekse muhteva itibarı ile birbirlerine çok yakın ifadelerle nakledilmiştir. Müslim’in naklettiği bu hadislerin Buhari’deki hadislerle metin bakımından çok benzer olduğu gözden kaçmamaktadır. Demek oluyor ki, her iki imam da bu hadisleri bir ömür boyu çok büyük bir titizlik hatta meşakatle hazırladıkları kitaplarında tam bir gönül rahatlığı ile kaydetmiştir..(*)
The most sought after online community site Twitter helps people to learn about ongoing matters and activities or social reactions of their favored models. buy twitter followers
YanıtlaSil